14 Mayıs 2009

bazen...


Bazen yarım kalan bir çalışma gözlerime nedense bitmiş halinden daha güzel görünüyor. acaba, "yarım kalması" olabilecek daha güzel, etkileyici, vurucu bir çalışmaya mı "gebe"?? belki de böyle düşündüğüm içindir, hiç bitmemiş tüm eserler gözüme güzel görünüyor :)

9 Mayıs 2009

3d


Bu benim kızımın oyuncaklarından biriydi aslında, tabi biraz deformeye uğradı tarafımdan :)

2 Mayıs 2009

bu muhteşemler ufacık


bu eskiz sadece bi hayal ürünü ama esinlendiğim bu muhteşem canlılalar allah'tan minicik :) tam bir makine yığını desem mübalağa yapmış da sayılmam kendimce...

30 Nisan 2009

kalem kağıttan uzaklaşmak mı?


bazen kalem kağıda dokunmadan birşeyler karalamak istiyorum. aslında kalem kağıdı sevmediğimden değil, kağıda dokunmaktan korktuğumdan değil, yada ağaçların sayısı azaldığından da değil:) ama, kağıda çizdiklerim sadece kağıtta kalmasın istiyorum. dostum Uğur Köse, hep derki bana, kalemin ve kağıdın tadı farklı. aynen ben de katılıyorum.

8 Nisan 2009

yaa ben bu dizilere kafayı taktım. e2 ve cnbs-e dizilerine arada bi bakmaktan mı oldu, yoksa bizim diziler mi paranoyak ve hasta...
yoksa eski yeşilçam filmlerindeki o safi, yalın, başkasının aşkı için dahi kendini feda etme durumları mı arıyorum...
geçenlerde Hülya Koçyiğit ve Ediz Hun'un bir filmini izledim. esas kadın, aşkını; esas oğlanın aile durumu bozulmasın diye, karısı ve çocuğu ile beraber kalsınlar diye feda ediyor.
aynen şunu diyor:"Nejat (Ediz Hun oluyor), ben seni kendimden dahi çok seviyorum, o masun kadına (nejat'ın eşi) ben bunu yapamam, yıkılan bir yuva üzerine aşk kuramam."
Nejat:" ama ben mutlu ve mesut değilim bu evlilikten..."

şimdi bu diyalogların şu sıralar izledim dizilerdeki, filmlerdeki karakterlerin rüyalarına dahi girme ihtimali yok...

27 Mart 2009

bu dizi'ler insanı ruh hastası yapar, yada ruh hastalarının davranışlarını normal gösterir


artık bu dizilerden fena halde bunaldım, sıkıldım. misafilerim yada eşim izlerken ben de arada bi bakıyorum. ve başrol oyuncuları dahil, sağlıklı karakterleri yok.
ör: aşk-ı memnu:
başrol karakterlerinden evin hanımı, eşinin yeğeni ile aşk yaşamanın eşiğinde, yeğen başka biri ile nişanlı. evin hanımının annesi durumun farkında, koca, bihaber herşeyden. şimdi buraya kadar olaylar "olabilirler" içinde. ama evin hanımı, aşk yaşamanın eşiğinde bir halde ama bunu karşısındakine hissettiriyor sonra da küs olan nişanlıkla git görüş diyor.
1- ya ben anlamıyorum oyunculuklarından dolayı
2-ya da evin hanımının rolü, "kalbim seni istiyor ama şartlar buna hiç müsait değil" havasında olması gerekiyor.

sonra yaprak dökümü:
bu kadar kalabalık bir karakterlerin içinde 2 tane sağlıklı karakter var. biri Tahsin, ama çok rolü yok biri de komşu Nehir Hanım. bu karakterlerin dışındakiler hepsi "hasta" karakterdeler.
hani bir dizi, izleyenine yeni bir perspektif kazandırabilir, umut verebilir, çalışma azmi, yaşama azmi verebilir, sevinci verebilir, zıddı da olabilir. ha bunları da vermek istemeyebilir senarist ama insanlar arası bozuk ilişkileri de çekici kılmanın hiç bi espirisi yok kanımca.

neyse bi karalama daha ekleyeyim de :)

Merhaba, İllüstrasyon çizimlerimde uzun yıllar kullandığım 6 Photoshop Fırçasını sizlerle paylaşıyorum ve nasıl uyguladığımı göstermek için ...